İstila Başlasın!

Bir virüs hayatımızı değiştirmek üzere…
Açgözlü ilaç şirketlerinin kontrolünü kaybettiği bu virüs insanları ve hayvanları zombilere dönüştürmeye başladı…
Virüs kan yoluyla bulaşıyor. Virüsten etkilenenler gördükleri tüm canlılara saldırıyor ve onları yiyorlar. Ufak sıyrık ya da ısırıklardan sonra kaçabilen canlılar ise 10 dakika ile 60 dakika arasında zombiye dönüşüyorlar.
Zombiler koşabiliyor…
Zombiler ilk olarak 30 Aralık 2010’da, akşam saatlerinde görülmeye başlandı…
Hayatta kalanlar haberleşmeye çalışıyor...
1

Onlarla ilk karşılaştığım an Samsun

Tv karşısında gözlerimi açtığımda saate baktım ve 8.00 pm i gösteriyordu.Oturduğum yerde yavaşça doğrulup gözlerimi ovuşturmaya başladım.Bütün günü uyuyarak geçirmiştim. tvyi kapattım ve pencereden dışarı bakmak için kalktım.Çocuklar caddenin karşısındaki oyun parkında oynuyor.Caddede bir yıl başı öncesi kalabalığı vardı.Köşede simit satan amca ve kafe köşesinde beni bekleyen birkaç zengin züppe yani diğer Her şey olağan seyrinde gelişiyordu.Bir an düşündüm.Bunu yapmak için ideal günlerden bir gün değildi.Son iki haftadır daha çok kaçamak yapmaya başladığımı fark etmiştim.Artık kendimi engelleyemiyordum.Pencereden ayrılıp odama geçtim.Kulağıma mp3 ü takıp,üzerime kapşonlumu çektim ve son olarak para için babamı aradım.Bundan sonraki her şey oldukça hızlı gelişmişti.
        Evden çıktım.Sokağın karşısındaki çocuklarla selamlaştım ve yanlarında biraz ex(ecstasy) bulunup bulunmadığını sordum.Yanlarında taşımadıklarını öğrendiğimde sokağın sonuna kadar yürümek zorunda olduğumu anlamıştım.Ayrıldım ve içimdeki o tutkunun alevlenmesinin verdiği coşkuyla hızlı adımlarla sokağın sonuna doğru yürüdüm.Kalp atışlarım hızlanmıştı ve oraya vardığımda durdum.Dışarıdan bakıldığında basit bir pizza dükkanıydı ama benim gereksinimim başkaydı tabii.
        Kapıdan içeri girerken  kapının üzerine asılmış olan ses şıngırdadı (Bir pizza dükkanı için gereksiz bir şeydi ama ayrıca bir nevi erken uyarı sistemi görevi vardı.).Kasiyere yöneldim ve dükkan sahibinin içeride olup olmadığını sordum.Beni tanıdığından(daha doğrusu neye ihtiyacım olduğunu bildiğinden) hafifçe gülümseyip kafasını evet anlamında salladı.Ağır adımlarla dükkanın sonundaki cocacola makinasının yanına gittim ve bodrum kata inen merdivenlere doğru yol aldım.Aşağıda neler döndüğünü az çok seslerden kestirebiliyordum.Haftanın sonuna yaklaşırken dükkan sahibinin yine bir alacaklısı gelmişti ve parasını istiyordu.Kasiyer kız benim geldiğimi dükkan sahibine çoktan bildirmiştir ama ben yinede ağır ağır ses çıkarta çıkarta basamaklardan aşağıya indim.
       Son basamağa bastığımda patronun sesi kesildi ve alıcı omzuma çarpıp merdivenlerden hızla yukarı çıktı.Patron eski deri koltuğunun içine iyice yerleşmişti.Masasının merdivene yakın olan sağ tarafındaki koltuğa oturdum ve bugünün nasıl geçtiğini sordum.Kısa bir cevap aldığımdan  muhabbeti uzatmamamın daha iyi olacağı kanısına vardım.Bu gece için ve yılbaşı gecesi için yeterli miktarda ex alıp ayrılmayı düşünüyordum.Patron elinde daha yeni bir formül olduğunu söyledi ve denemem gerektiğini belirtti.Gençliğin verdiği heyecanla yeni şeylere açıktım ve bunu belirttiğimde cebinden yarı mavi yarı pembe bir hap çıkartıp bana uzattı.Söylediği tek bir cümle vardı.Hayalle gerçeği,rüyayla yaşamı uzun bir süre birbirinden ayıramayacağımı söyledi ve birden hayıflanmaya başladı.Hapı ağzıma attım ve salgı bezlerimin birden hap üzerine nüfuz ettiğini hissettim ve boğazımdan yakıcı bir nesnenin mideme ilerleyişi epey hoşuma gitmişti.Etrafı bulanık görmeye başladım ve gerisini hayal meyal hatırlıyorum.Patronun sesi beynimde yankılanıyordu;
_Bu hhaaap bbaaannaaa faaazlaaa biiir paaaraaa kazaaaanndıraaamaaz çüünküüü etkiisiii uzzuun sürüüüyorrr evvlaaat.

        Oturduğum yerde başımı ellerimin arasına alıp gülmeye başladım.Ayağa kalktım ve  sendeleyerek merdivenleri çıkmaya başladım.Bir an duraklayıp patronun çığlık attığını duydum. Arkamı döndüğümde masanın üzerinde iri bir fare adamın sağ kolundan akan kanı yalıyordu.Adam kafasını masaya vurdu ve Kaldırdığında gözlerinin oldukça kızarmış olduğunu gördüm.Ayağa kalktı ve sendeleyerek bana doğru geliyordu.Koşmaya çalışıyordum ama etraftaki nesneler bir an yaklaşıyor sonra uzaklaşıyordu.Kasiyerin çığlıkları beynimin içinde yankılanıyordu ve kulaklarımı zar zor kapatıp kendimi dükkandan dışarı attım.Etrafıma baktığımda bu halde eve kadar gidemeyeceğimi kestirebiliyordum.Bedenimi titreme aldı ve daha da kötüye gittiğimi hissediyordum.Sokağın karşısına geçip iki bine arasında kalan dar sokağa daldım ve çöp tenekesinin arkasına diz çöküp beklemeye başladım.Bu halden hemen kurtulamayacağımı biliyordum.Bu zamana kadar bir hapın bu kadar hızlı etkisini göstereceğini zannetmezdim. Bir yandan da bu anın sürekli sürmesini istiyordum.Sanki bu duruma hiç girememiş bakire bedenimin yaşadığı bir nirvana anıydı.Kapüşonu kafama geçirip mp3 ün sesini açtım ve trance’ın bütün bedenimde yankılanışını hissettim.Hayatımın en hızlı ve en gerçekçi uçuş anıydı.      

1 yorum:

Onurcan

şimdi yatığım yerden uyandım zombiler beni es geçmiş bir panzere girip uyudum iyi haber 3 gün yetcek yüyecek ve su var

Yorum Gönder