İstila Başlasın!

Bir virüs hayatımızı değiştirmek üzere…
Açgözlü ilaç şirketlerinin kontrolünü kaybettiği bu virüs insanları ve hayvanları zombilere dönüştürmeye başladı…
Virüs kan yoluyla bulaşıyor. Virüsten etkilenenler gördükleri tüm canlılara saldırıyor ve onları yiyorlar. Ufak sıyrık ya da ısırıklardan sonra kaçabilen canlılar ise 10 dakika ile 60 dakika arasında zombiye dönüşüyorlar.
Zombiler koşabiliyor…
Zombiler ilk olarak 30 Aralık 2010’da, akşam saatlerinde görülmeye başlandı…
Hayatta kalanlar haberleşmeye çalışıyor...
10

Los Angeles'tan Kaçış

Merhaba, ben Stefano. Açıkçası bu güne kadar yaşadığıma şaşırıyorum, çünkü çok şey atlattım, daha doğrusu atlattık. Her şey uğursuz bir uçuşla başladı. 

New York'tan Los Angeles'e arkadaşlarım Jack ve Michael ile şu anki cehenneme güzel hayallerle uçmuştuk... Daha önceden güzel bir dubleks ev tutmuştuk, bu yüzden içimiz rahat bir şekilde uçaktan iniş yaptık, Jack sürekli yeni işiyle ilgili övgü dolu sözler söylüyordu, oda hiçbir zaman yeni işinde çalışamamıştı... 



Sonunda eve geldik, eşyalar, koltuklar hepsi yerindeydi, hava kararmaya başladı, ve sonunda karardı, gece film izleyip yattık, ama uyuduktan yaklaşık 1 saat sonra saat 2 civarlarında bir kaç el silah sesi duyduk.

Ben: O neydi?
Jack: Adamım bilmiyorum, neyse uyumaya de.....(derken baaaam diye bir ses duyduk)
Michael: Dostum ben dışarı çıkıp olan bitene bakacağım
Ben: Dostum bence dışarıya çıkma, çatışma olmalı büyük ihtimalle.
Jack: Dostum! Korkuyorum!
Ben: Haha dostum sakin ol, her zamanki Jack işte, ne beklersin (dedi ve güldü)
Michael: Neyse adamım, inşallah kötü bir şey olmamıştır. 

Derken elektriklerde gitti, tabii hepimiz telaşlandık ve elektriklerin gitmesinden 10 dakika sonra Kırmızı alarm sesleri çalmaya başladı. Nereden geldiğini bilmiyorduk, ama herkes dışarılarda kaçıyordu. Çok korkmuştuk, kapıyı açtığımızda ise korkunç bir manzara ile karşılaştık, uçak hemen solumuza düşüş yaptı ve askerler sol tarafa doğru koşuyordu sivil insanlar ise sağ tarafa doğru kaçıyorlardı..

Jack: Adamım! Savaş mı çıktı? Ne oluyor burada?
Ben: Dostum çabuk şu çantanın içine pil su yemek her şeyden doldur hadi Michael! Jack, sende benimle gel.
Jack: Dostum! Bir yere gitmeyelim çok korkuyorum, burada dursak olmaz mı?

Sonra Jack’ı ikna edip birlikte olan biteni öğrenmek için koştuk ve birden bire üzerime yamyam gibi bir şey atladı. Jack ani bir refleks ile ağzını bir tekmeyle patlattı sonra o anki korku ve şoktan sonra karakola doğru koştuk, sokağın ötesinde karakol vardı, oraya gidip silah vb şeyler bulmalıydık. Bu olay çok ciddi bir olaydı.

Jack: O neydi dostum, çok kötü...
Ben: Onlar zombi, kahretsin, kahretsin!
Jack: Michael nerde? Gelmiyor mu?
Ben: O evde bekliyor, belki helikopter falan iner bir şeyler olur diye ona bir tane telsiz verdim, diğer tekide benim yanımda
Jack: Adamım çok akıllısın!

Karakola girdik. Çok korkunç bir atmosfer vardı, havanın soğuk ama güneşli ve fazlasıyla karanlık hali masmavi şekilde karakola vurmuş, bu da inanılmaz büyük bir korku bırakmıştı. Sessiz adımlarla ilerledik ve silah deposuna ulaştığımızda bir zombi üzerime doğru koştu, ağzından kanlar akıyordu, kolu çıkmış, böbrekleri yerlere değiyordu, çok iğrençti. 

Tek tekmede biraz yalpaladım onu, Jack’de kafasına beysbol sopasıyla geçirdi ve zombiyi yalan etti. Silah deposunu açtık ve yeraltı katına inmek zorundaydık, çok ürkütücüydü kan, soğuk ve fazlasıyla korkunçtu, ama bunu yapmalıydık.

Ben: Jack! bu gerçekten korkunç.
Jack: Adamım inmek zorunda değiliz!
Ben: Eğer silah bulamazsak hepimiz ölürüz, sakin ol.
Jack: O ses neydi!?
Ben: Dur, Sessiz ol! 

O anda can çekişen bir güvenlik gördük, bacaklarını kullanamıyordu ve ısırılmıştı, belli ki o az önce öldürdüğümüz zombi bunu ısırmış, bu da merdivenden yuvarlanmıştı. 

Güvenlik: Aaargh! Yardım edin! Lütfen. Lütfen. (dedi ve alamaya başladı)
Ben: Adamım, yardım etsek mi?
Jack: Şimdi ölecek zaten, bir tekmede sen at ki acısı kalmasın.
Güvenlik: Lütfen, lütfen, 3 tane çocuğum var, ben ölürsem ne yaparlar?
Ben: Üzgünüm, zaten bu dakikadan sonra yaşayamazsın, sessizce yardım bekle, biz sana bir şey yapamayız, görüşürüz.
Güvenlik: hayır hayır! lütfen lütfee.... 

Derken Jack sol taraftaki bıçağı güvenliğin kafasına sapladı ve kanlar içinde öldü zavallı güvenlik... 

Ben: Adamım! Neden onu öldürdün! Belki kurtulacaktı?
Jack: Adamım 2 dakika sonra zombi olacak adam nasıl kurtulabilir?
Ben: Senin yaptığın iyi bir şey değil, lütfen bir dahaki sefer benimde fikrimi al!
Jack: Eeh! Tamam, üzgünüm, ama ben yaşamak istiyorum! 

O anda telsiz çaldı ve Michael' in sesi geldi. 

Michael: Çocuklar! Burada bir sürü yamyam var! Çabuk kapıyı kıracaklar! Silahları alın gelin!
Ben: Dayan dostum, geliyoruz! 

O andan itibaren inanılmaz bir kaos başladı, inanılmaz hızlı şekilde depoya indik ve bir kaç tane revolver mermisi, 2 bıçak ve 5 tabanca bulduk, bir kaç tanede cephanelik sonra hızla yukarı kata çıktık ve tam da dışarı çıkacakken bir kaç tane zombi belirdi, onları bıçaklayarak atlattık, ve Michael’e telsizden dışarı bir şekilde çıkmasını söyledim. 

Ben: Michael, bir şekilde dışarı çıkmalısın! o mahalleye girersek hepimiz öleceğiz! Hadi yaparsın!
Michael: Adamım! Ciddi misiniz?! Pekala pekala yapıyorum! 

Ve bana söylediği kadarıyla hepsi içeri girmiş ve son saniyede üst kattan atlayarak ucuz şekilde paçayı kurtarmış, sonra büyük itfaiye aracının orada buluştuk, ve o anda yanımızdan bir asker aracı geçti, bize 'güvenli bölgeye gidiyoruz' dediler, bizde arabaya bindik. Yaklaşık 20 asker taşıyan bir arabaydı, içinde ise 6-7 asker ve biz vardık Sonra bize Los Angeles köprüsünden geçeceklerini söylediler. 



Asker: Evet, şimdi size test yapıyoruz, bakalım salgın var mı? (hepimiz temiz çıktık)
Jack: İşte budur! Henüz sağlıklıyız!
Ben: Asker Bey, neler oldu? Sizin bir bilginiz var mı? Bu salgın nasıl gerçekleşti? Daha önemlisi ise nereye gidiyoruz?
Asker: İlk olarak salgın Los Angeles laboratuvarlarının gizli 8. katında çıktı, oralarda insan yaşamını uzatmak için deneyler yapılıyordu ve yanlış bir hareketle onları canlandırdılar ama kötü bir şekilde!
Michael: Biliyordum zaten, lanet olası bilim adamları sanki adamlara iş yok!
Ben: Peki diğer sorunun cevabını verebilir misiniz?
Asker: Şu an bu salgınlı bölge komple yok edilecek, yani köprü patlatılacak, patlatılmadan önce ise yüzlerce savaş uçakları buraları bombalayacak! Yani inşallah zamanında yetişiriz! Dua edin.
Jack: Adamım peki diğer yerlerde salgın var mı? Yani buralar patlatıldığında dünya kurtulacak değil mi? Genelde filmlerde olmuyor da...
Asker: Şu an sadece bur…

Derken arabanın önüne zombi atladı ve  hepimiz şarampole yuvarlandık... Gözümü açtığımda ise sabah olmuştu ve Jack Michael' in yarasını sarıyordu...

10 yorum:

Unknown
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown

Devamını istiyor musunuz?

Unknown

Hayir

Adsız

Hikaye yazdığım blog sayfama bakabilir misiniz ?

kaptanselalesuyu.blogspot.com

Bloglar Yarışıyor ~ Şimdi Siz de Katılın; Blogunuzun Ziyaretçi Trafiğini Artırıp Ödül Kazanın

Harika bir blogunuz var. Bloglar Yarışıyor kampanyası ile siz de blogunuzla kazanmaya aday olun, blogunuzu tanıtın, mansiyon ve promosyon ödüller kazanın. Sponsorlarımızın desteği ile bloglar arası etkinlik yarışmamızı 2016 yılı içerisinde 4.kez düzenliyoruz. Katılım için detaylı bilgiyi websitemizden öğrenebilirsiniz.
İlginiz ve desteğiniz için teşekkürler!


Web : http://www.bloglaryarisiyor.net
Mail: iletisim@bloglaryarisiyor.net
Tel : +90212 330 9707



Korku Hikayeleri


dünya'nın en iyi, korku filmi önerileri ni öğrenebileceiğiniz ve Korku İçinde korku hikayelerini okuyabileceğiniz muhteşem bir site.

Korku Hikayeleri

muazzam

Unknown

devami gelsin

Adsız

Evet Gelsin

Yorum Gönder