İstila Başlasın!

Bir virüs hayatımızı değiştirmek üzere…
Açgözlü ilaç şirketlerinin kontrolünü kaybettiği bu virüs insanları ve hayvanları zombilere dönüştürmeye başladı…
Virüs kan yoluyla bulaşıyor. Virüsten etkilenenler gördükleri tüm canlılara saldırıyor ve onları yiyorlar. Ufak sıyrık ya da ısırıklardan sonra kaçabilen canlılar ise 10 dakika ile 60 dakika arasında zombiye dönüşüyorlar.
Zombiler koşabiliyor…
Zombiler ilk olarak 30 Aralık 2010’da, akşam saatlerinde görülmeye başlandı…
Hayatta kalanlar haberleşmeye çalışıyor...
4

2 Aralık, Kanada

Bu gün, 2 Ocak 2011. Şu anda okulumun kütüphanesinde bir grup sağ kalan insanlarla birlikteyim. 2 gündür sürekli hareket halinde okulun 4 bir yanını dolanıp kız arkadaşlarımızı aradık. Odamızdan yanımıza aldığımız yiyecekler bitti. Diğer insanların yiyecekleri var ancak asla paylaşmıyorlar. Kız arkadaşlarımız huysuzlanmaya başladılar. Bu yüzden okul kafeteryasına bir “araştırma gezisi” düşünüyoruz.
Okul yurdundan ayrıldığımızdan beri zombiler peşimizi bırakmadılar. Şu anda kapıların diğer uçlarındaki seslerini duyabiliyoruz. Bütün camları ve kapıları tahtalarla kapattık ve kitaplıkları önlerine dizdik. Aramızda ısırılmış hiç kimse yok. Sanırım okulun en güvenli alanı burası. Yolda bulduğumuz beyzbol sopaları, bizlerin silahları oldu.
******************************************************
Oda kapımızı açtığımızda bir zombiyle karşılaştık. Bir kızdı, giysisi ve sağ yanağı paramparçaydı, karnından kanlar akıyordu. Zombiyi oda arkadaşım olan Kanada’lı Tod bir tek tekmeyle yere serdi. Diğerler zombilerle uğraşmadan yanlarından koşarak kaçtık. Kız arkadaşlarımız da bizler gibi aynı odayı paylaştıkları için pek uğraşmadan yanlarına ulaştık. Şans eseri koridorda tek bir zombi bile yoktu. Onlar da bizler gibi kendileri için birer çanta hazırladıktan sonra otoparka açılan yola doğru yürüdük. En önde ben ve sevgilim olan Alexei ile önde yürüyorduk. Bir kapıyı açıp aynı anda geri kapadık.
“Siktir” Dedim. “Mahvolduk. Otopark tamamen onlarla dolu.”
“Ne yapacağız?” dedi kızlardan biri.
“Şey,” dedi Deob. “Kütüphaneye gidebiliriz. Yoldayken göz ucuzla bakmıştım. Camları kapalıydı. Belki bir şeyler bulabiliriz.”
“Ne gibi?” diye sordu Tod.
“Nerden bileyim? Belki bir sığınak. En azından belki başka insanlar vardır.”
O konuşmadan sonra başka bir kelime söylemeden merdivenlere koştuk. Bir kaç zombinin kafalarını beybol sopaları ile uçurduk. kapı kolunu Kapının önündeki bir kaç zombiyi daha temizledikten sonra kapıyı açıp içeri girdik.
**********************************
Birazdan kafeteryaya gideceğiz. Kapılar ve camlar kapalı olduğu sürece giriş-çıkışlar için havalandırma kanallarını kullanıyoruz. Kız arkadaşlarımız kütüphanede kalacak. Umarım bir şeyler bulabiliriz. 2 Gündür doğru düzgün uyumuyorum. Bol malzemeli bir sandwich yiyip uyumak isterdim. Şanslıyız ki elektrikler halen kesilmedi. Dün gece bir helikoper okulun çevresinde dolaşıp olabildiğince uzaklara gitmemizi önerdi. Ancak diğer grupların dediklerine bakılırsa bu şeyler otobanda da varmış. Hem de daha fazla bir sayıda. Her neyse, gitmeliyim. Sağ kalırsam yazmaya devam ederim. Okuduklarıma bakılırsa Türkiye’de durumlar daha karışık. Hepimize iyi şanslar!

4 yorum:

Unknown

Elinizden geleni yapıyorsunuz siz de... Dikkatli olun lütfen.

sieemen3000

lütfen size bir şey olmasın. Dualarımız sizinle.

yasin babur

biz ölmicez biz insanız

Adsız

ahh allahım sana çok şükür annemi ve babamı canlı bulduk

Yorum Gönder