İstila Başlasın!

Bir virüs hayatımızı değiştirmek üzere…
Açgözlü ilaç şirketlerinin kontrolünü kaybettiği bu virüs insanları ve hayvanları zombilere dönüştürmeye başladı…
Virüs kan yoluyla bulaşıyor. Virüsten etkilenenler gördükleri tüm canlılara saldırıyor ve onları yiyorlar. Ufak sıyrık ya da ısırıklardan sonra kaçabilen canlılar ise 10 dakika ile 60 dakika arasında zombiye dönüşüyorlar.
Zombiler koşabiliyor…
Zombiler ilk olarak 30 Aralık 2010’da, akşam saatlerinde görülmeye başlandı…
Hayatta kalanlar haberleşmeye çalışıyor...
1

3 Aralık Kadıköy-İstanbul

Bugün oldukça korkutucu ve heyecanlı birgün oldu.

Birkaç semt ilerde oturan yakın bir arkadaşımdan haber aldım. Ailesi Adapazarında olduğu için bu olaylar cereyan ettiğinde evde tek başınaymış. 3 gündür dayanmaya çalıştığını ama tek başına çok korktuğunu ve virüslülerin apartmanın içerisine doğru ilerlediğini söyleyince ona yardıma gideceğimi söyledim. Bende çok korkuyordum ama en yakın arkaşlarımdan birini tek başına bırakmaya gönlüm razı olamazdı. Ailem önce karşı çıktı ama onlarda arkadaşımı çok sevdikleri için gitmeme gönülsüzde olsa razı oldular.

Önce arabaya ulaşmam gerekiyordu.Bahçede parçalanmış halde dolaşan virüslülere yakalanmadan arka bahçeye erişebildim. Arka odanın camından aşağıya çarşaflarla yaptığımız bir iple arka bahçemize indim. 1. katta oturmamızın büyük şansızlık olduğunu düşünürken bu durumu en azından bir avantaja çevirebildik. Evimizde silah namına birşey olmaması ise o kadar kötü ki...Silah olarak elektrik süpergesinin sopasını kullanmam ise olayı trajikomik bir hale soksa da o kalın demir sopa birkaç tane yerde sürenen zombinin kafasını patlatmama yardımcı oldu.

Arabaya ulaşınca herşeyin çok kolay olacağını düşünmüştüm ama yanıldım. Yollar enkaz içindeydi. Etrafta insanlara ve virüslülere ait cesetler vardı. İlk başlarda üstünden geçmemeye çalışsam da bununla vakit kaybettiğimi anlayınca üstlerinden geçmeye başladım. Oldukça rahatsız edici bir durumdu. Ömrümün sonuna kadar çatırdayan kemik seslerini unutamayacağım...

Ana caddeye kadar ortada birkaç grup insan gördüm. Herkes arabalarına yükleniyor, biran önce yola çıkmaya çalışıyordu. Ara sokaklarda ise tek tük virüslüler dolanıyordu. Ancak işin rengi ana caddeye çıkınca değişti. Virüslüler gruplar halinde saldırıyordu. Çok kalabalıklardı. Hızla üstlerine sürerek onları atlatmayı desenemde o kadar fazlaydılar ki aralarında sıkışıp kaldım. O anlarda çok korktum, çığlıklar attım. O kadar çaresizdim ki ölümü ensemde hissettim diyebilirim Akıllarının çalıştığı pek söylenemez ama oldukça saldırgan oldukları için camları yumruklamaya arabayı ittirmeye çalıştılar. Neyse ki askeri birlikler halen civardaydı. Benim gibi sıkışıp kalmış arabalara yardım etmek için panzer ve tanklarla virüslülerin üstlerine geliyor, ateş açıyorlardı. Bu şekilde kaçmayı ve arkadaşıma ulaşmayı başardım.

Arkadaşımın evinin civarında da virüslüler vardı. Camdan arabamı görünce yanında küçük bir çantayla aşağıya indi. Yanında bir silah vardı. Babası ara sıra ava çıkardı. Ama silah kullanmayı hiç öğrenmemişti. Arabaya gelirken üstüne atlamaya çalışan bir virüslüye ateş etti. Göğsünden vurulan virüslü daha saldırganlaştı. Arabadan çıkıp ona yardım etmek zorunda kaldım...Evet hemde elektrik süpürgesi demiriyle. Daha sonra silahı virüslünün kafasına nişan alarak ateşledik. Bu seferlik kurtulmuştuk. Hızlıca eve döndüm .Yolda insanlara saldıran virüslüler, kaçan insanlar, küçük askeri birlikler ve kalabalık gruplar halinde virüslüler gördük. Arabımızı durdurmaya çalışanlar olduysa da kimseye yardım edecek durumda değildik. Eve yakalanmadan girebildik. Arkadaşım hala şokta. Adapazarında ki ailesine ulaştı. Onların durumu burdan daha iyi. Küçük bir köyde oldukları için henüz bir virüslüye rastlamadıklarını söylediler. Oraya gitmek iyi bir fikir olabilir mi? Ama Kocaeli istila altında. Ordan geçmeden Adapazarına gitmemiz mümkün değil!!!

1 yorum:

Hunter
Bu yorum yazar tarafından silindi.

Yorum Gönder